NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
162 - (1070) حدثني
هارون بن سعيد
الأيلي. حدثنا
ابن وهب. أخبرني
عمرو ؛ أنا
أبا يونس مولى
أبي هريرة حدثه
عن أبي هريرة،
عن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم ؛ أنه
قال "إني
لأنقلب إلى
أهلي فأجد
التمرة ساقطة
على فراشي. ثم
أرفعها
لآكلها. ثم
أخشى أن تكون
صدقة. فألقيها".
[ش
(إني لأنقلب)
أي أنصرف
وأرجع].
{162}
Bana Hârûn b. Saîd
El-Eylî rivayet etti. (Dediki): Bize İbni Vehb rivayet etti. (Dediki): Bana Amr
haber verdi; Ona da Ebû Hureyre'nin azatlısı Ebû Yûnus, Ebû Hureyre'den o da
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den naklen rivayet etmşi ki: şöyle
buyurmuşlar:
— «Bazen ben ailem
nezdine döner de döşeğimin üzerine düşmüş bir hurma bulurum, sonra onu yemek
için yerden alırım, arkasından da sadaka olduğundan korkarak onu elimden
atarım.»
163 - (1070) وحدثنا
محمد بن رافع.
حدثنا
عبدالرزاق بن
همام. حدثنا
معمر عن همام
بن منبه. قال:
هذا ما حدثنا
أبو هريرة عن
محمد رسول
الله صلى الله
عليه وسلم.
فذكر أحاديث
منها. وقال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم:
"والله
! إن لأنقلب
إلى أهلي فأجد
التمرة ساقطة
على فراشي (أو
في بيتي)
فأرفعها
لآكلها. ثم
أخشى أن تكون
صدقة
(أو من
الصدقة).
فألقيها".
{163}
Bize Muhammed b. Rafi'
rivayet etti. (Dediki): Bize Abdürrezzâk b. Hemmâm rivayet etti. (Dediki): Bize
Ma'mer, Hemmâm b. Münebbih'den naklen rivayet etti. Hemmâm: Bize Ebû
Hureyre'nin Resulullah Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet
ettikleri şunlardır... diyerek bir takım hadîsler zikretmiş ezcümle:
Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Vallahi ben bazen ailem
nezdine döner de döşeğimin üzerine —yahut evimin içine— düşmüş bir hurma
bulur, yemek için onu yerden alırım. (Amma) sonradan onun sadaka —yahut
sadakadan— olmasından korkarak elimden atarım.» buyurdular; demiştir.
İzah:
Bu hadîsi Buhâri
«Kitâbü'l - Lukata» ve «Kitâbü'l-Büyü»' da; Nesâi «Kitâbü'l - Lükata-'da
muhtelif râvîlerden tahrlc etmişlerdir.
El-Muhelleb diyor ki:
«Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bulduğu hurmayı yemekten çekinmesi
tenezzüh içindir. Çünkü, olabilir o hurma sadaka malından düşmüştür.
Caiz olan şeyler
hakkında başkasının ona uyması vâcib değildir. Memnûiyetine delil bulunmadıkça eşyada
asıl olan ibâhadır. Binâenaleyh şüphelerden sakınmak ancak haram mı, helâl mi
olduğu bilinmesi müşkil olan ve iki mânâya da ihtimâlli bulunan yerlerdedir.
Böyle bir şey'i alan kimseye haram yedi diye hüküm vermek caiz değildir zira
helâl olması ihtimâli vardır. Şu kadar var ki biz verâ' ve takva kabilinden
hurma mes'elesinde Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Efendimize uymayı
müstehab addederiz. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Vâbisa'ya :
(Hahırlı iş nefsinin
yatıştığı; günah ise kalbi gıcıklayan şeydir.) buyurmuştur.»
Ebû Ömer İbni
Abdilberr'e göre bir insan kalben şüphe ettiği bir şey'i terketmedikçe takvanın
hakikatine vâsıl olamaz.